Sosyal çevremizin, iş ortamımızın ve teknolojinin dolayısıyla hayatımızın değişmesi birçok olumsuzluğu da aslında beraberinde getirmekte ve bu olumsuzluklar maalesef evlilik birliğine de yansımaktadır. Devamında eşler birbirlerine şiddet uygulamaya başlar hale gelmekte ve birbirlerine duygusal, ekonomik, cinsel, sosyal ve (teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan) görsel olarak şiddet uygulamaya başlamaktadır. Ancak, bunların en ağır, ilkel ve en çok görülen türü hiç şüphesiz fiziksel şiddettir. İşte biz bu makalemizde fiziksel şiddet gören eşin yapması ve bilmesi gerekenleri anlatmaya çalışacağız.
Eşlerin birbirlerine uyguladığı fiziksel şiddet, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı olarak açılan boşanma davasının (TMK m. 166/f-I-II) konusunu oluşmaktadır. Bir eşin diğerinin vücut bütünlüğüne zarar veren her türlü davranış Yargıtay tarafından fiziksel şiddet sayılmaktadır. Şiddet doğrudan (dövmek, saçını çekmek, yaralamak gibi) olabileceği gibi dolaylı (kapalı bir yere kilitlemek, eşyalarına zarar vermek, iş yerine zarar vermek gibi) olarak da karşımıza çıkabilmektedir.
Unutulmamalıdır ki; işin içine fiziksel şiddet girdiğinde, bu durumlar ayrıca 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında yer alan şiddete ve TCK’nın ilgili maddelerine de konu oluşturmaktadır.
Biliyoruz ki; boşanma ve tazminat hukuku açısından fiziksel şiddet uygulayan eşin aleyhine doğacak sonuçlar asla şiddete maruz kalan eşin elem ve ızdırabının karşılığı olmayacaktır. Ancak şiddete maruz kalan eşin yaşadığı ızdırabı bir nebze de olsa dindirmek de yine şiddete uğrayan eşin atacağı doğru adımlar sayesinde olacaktır.
Öyleyse, şiddete uğrayan eşin yapması ve bilmesi gerekenleri şöyle özetleyebiliriz;
1. Doktordan fiziksel şiddete maruz kaldığınıza dair rapor alın:
Genelde şiddete uğrayan eşin, çeşitli sebeplerle yaşadıklarını yakın çevresinden gizlediğini ve aslında daha sonra mahkemede kendisi lehine kullanabileceği delilleri yok ettiğini görüyoruz. Oysa, sonrasında açmayı düşündüğünüz boşanma davasında tazminat bakımından ve fiziksel şiddet nedeniyle evliliğin temelden sarsıldığını kanıtlamanız açısından doktordan alacağınız rapor önemlidir. Özellikle manevi tazminat konusunda hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı belirlemeyen mahkemelerde bu rapor dikkate alınacaktır.
2. Fiziksel şiddet gördüğünüze dair fotoğraflar çekin: Giriş bölümünde anlattığımız gibi ilkelliğin göstergesi olan fiziksel şiddetin saklanması yerine ortaya konulması gerekmektedir. Çünkü bu belgeler daha sonra mahkemede lehe kullanılacak en büyük deliller olacaktır. Bu nedenle, çekeceğiniz fotoğrafları ileride lehinize delil olarak kullanabileceğinizi unutmayın.
3. Fiziksel şiddet uygulayan eşten şikayetçi olun, eşiniz hakkında açılan ceza davası lehinize sonuçlar doğurabilir: Bilinmelidir ki; fiziksel şiddet sadece TMK’da yer alan boşanma sebepleri arasında sayılmışsa da 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Türk Ceza Kanun’unda da cezalandırma sebebidir. Size şiddet uygulayan eşinizden adli makamlarda şikayetçi olursanız ayrıca görülecek ceza davası boşanma davasında lehinize sonuçlar doğurabilir. Çünkü Yargıtay, şiddete yönelik davranışların boşanma davasındaki delillerle kanıtlanamaması durumunda soruşturma dosyasını ya da açılan ceza davasını hep birlikte değerlendirerek karar verilebileceğini söylüyor. Bu durumun altında, hukuk davalarında delillerin belli sürelerde ve belli sınırlarda değerlendirilmesi, ceza dosyalarında ise delillerin serbestliği ilkesi gereği delillerin daha geniş değerlendirilmesi yatmaktadır.
4. Fiziksel şiddete uğrayan eşin ortak konutu terk etmesi, diğer eşe “Terk Nedeniyle Boşanma Davası” açmasına imkan vermez: Fiziksel şiddete uğrayan eşte, etrafından duyduğu yanlış bilgiler nedeniyle “evi terk edersem haksız konuma düşerim” şeklindeki düşünceler hasıl olmakta ve mağdur, ortak konutta kalmaya devam edebilmektedir. Oysa, ortak konutu terk etmeye zorlayan ve haklı sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş tarafından mağdur eşe terk nedeniyle boşanma davası açılamaz. Hatta, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.06.2007 T. 331-332 sayılı kararıyla baba evine dönen kadının, isterse baba evinin bulunduğu yerde boşanma davası açabileceğine dair karar verilmiştir.
5. Eğer eşinizden boşanmak konusunda kararlıysanız af niteliğindeki davranışlardan kaçının: Af niteliğindeki davranışlar evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının reddini gerektirmektedir. Yargıtay, fiziksel şiddete maruz kalan eşin, buna rağmen evlilik birliğinin uzun sayılabilecek süreyle devam ettirmesini, eşini affetmiş olarak saymaktadır. Bu nedenle açılan boşanma davası da reddedilmektedir. Bunların dışında eşiyle cinsel ilişki kurmayı sürdürmesi, birlikte tatile gitmesi, birlikte kutsal topraklara gitmesi, şiddet uygulayan eşin baba evinden eşini alıp evine getirmesi olayları hoşgörü ile karşılama sayılan davranışlardan sayılmaktadır. Hoşgörü ile karşılanan olaylar boşanma sebebi yapılamadığından bu nedenle açılan davalar reddedilmektedir.
6. Fiziksel şiddet uygulayan eşle ilgili açılan ceza davasından vazgeçmek KURAL OLARAK af niteliğindedir: Şiddet uygulayan eşinizle ilgili ayrıca adli makamlara şikayette bulunup sonrasında vazgeçmişseniz bu durum kural olarak eşinizi affettiğiniz anlamına gelmektedir. Ancak, vazgeçme nedeniniz eşinizi sadece ceza hukuku anlamında cezadan kurtarmaya yönelik ise, bu durum eşinizi affettiğiniz veya evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasına konu olan olayları hoşgörü ile karşılamış saydığınız anlamına gelecek davranışlardan sayılmaz.
Tüm bunların yanında boşanmanın son çare olması gerektiğini hatırlatarak, özellikle ortak çocukların boşanmadan en çok zarar gören taraf olduğunu düşünerek hareket edilmesi gerektiğini belirtiyoruz ve bu konuda konusunda uzman bir hukukçuya danışmanızı tavsiye ediyoruz.